Dukan : 12. Gün

Selamlar efendim;

Bugün güne tartılmadan başladık. Yani aslında şöyle oluyor. Arkadaş tartılmış ama unutmuş rakamı. :D Buradan yola çıkarak çocuğun ne kadar rahat takıldığını açık ve net görebiliriz. Nasıl unuttun ya kaç çıktığını ? diyorum. Ne var yani unutamam mı her gün başka bir şey çıkıyor zaten tartıda, hangisini tutayım aklımda diyor. Yarın yine başka bir şey diyecekmiş tartı, bu kadar abartmamak gerekiyormuş. Bu rahatlığı gerçekten çıldırtıyor beni, kim ne derse desin ?

Bu Pazartesi çok zor geldi bana açıkçası, taa dün akşamdan strese bindim nedense ? Olumlama yapacağıma isyana vurdum adeta. Ama gel gör ki gün süpriziyle geldi. Bir baktım karşımda kargo. Elinde kocaman koli 'ayy nolur müşterilerden gelmemiş olsun' dedim. Bir de baktım ki üstünde kocaman 'Gurmenet' yazıyor :)

Aaa, ben sipariş mi verdim dedim :) Ay yok yok bir kere aroma aldım onlarda geldi. Bu ne acaba ? şaşkınlığını yaşarken Jale Abla da aynı şaşkınlıkla aç aç aç bakalım neymiş diye meraklanmalarda. :) Ben ise o esnada fotoğraf çekmenin derdindeyim. Derken açtık ve o da ne ? Bir güzel Dukan sepeti. Nasıl mutlu oldum anlatamam :) İş yerindekiler ay bu ne ay bu ne diye incelemeye geçerken ben hızlıca, aa aroma, aa yengeç, aa tofu, aa toz jelatin, aa kahve, aa aroma vs... diye diye saymaya başladığımda gülme krizine girdiler :) Efendim gelen koli aşağıdaki gibidir ama gel gör ki tarafımca asıl merak konusu olan bu kolinin neden ve kimden geldiydi. Ve Simla'dan öğrendim ki, sayfanın demirbaşlarına arada böyle süprizler yapılabiliyormuş. :) Nasıl mesut oldum anlatamam, sendrom mendrom kalmadı Pazartesi'ye ait :) Tekrar tekrar teşekkürlerimi sunuyorum sizlere ; Sayın Gurmenet ve Pek Sayın Simla :)

Bu sepet inanın ki bana değil tamamen Çağlar'a yaradı. Şanslı çocuk :) Başka diyecek bir şey bulamıyorum çünkü. Hem ben hem sepet, maşallah :) diyorum. Yeter ki eski formuma kavuşsun, tüm amacım bu. Bu konuda da üstüme düşen her şeyi yapmaya hazırım ben. Bunun adı biraz da ablalık iç güdüsü aslında ama ben bu diyeti gerçekten yapmak isteyen herkese yardımcı olmak niyetindeyim. Ama arada mesafe olunca insanlarla yani yanımda veya yakınımda olmayınca tam anlamıyla mümkün olmuyor.

Olduğu kadar oldurmaya, elimden geldiğince zaman ayırmaya çalışıyorum. Ama çalışan biri olunca gelin görün ki çok zor oluyor. Facebook hesabımın açık olması benim her zaman sohbet için uygun olduğum anlamına gelmiyor örneğin. Ama bazen arkadaşlar o kadar sabırsız oluyorlar ki sanki o an ben onlara cevap yazmadığımda tüm olayım bitiyor. Ukala, şımarık, insanlara zaman ayırmayan, bencil gibi sıfatlara maruz kalıyorum. Onları da anlıyorum aslında ama yine de üzücü oluyor. Ki zaman zaman okuyup o an için cevap veremediğim mesaj başlıkları genelde bana yardım et, nasıl zayıfladın, ne yapmam lazım, örnek menü hazırlar mısın, liste versene gibi uzayıp gidiyor. Bu başlıklar kısa kısa anlatılacak ve cevap yazılacak konular olmadığından zaman zaman bu mesajlara geç cevap verebiliyorum. Ama asla cevapsız bırakmıyorum. Aslında biraz da bu sebeplerden dolayı bu blogu açtım. Çağlar'ın diyete başlaması da ayrı bir güzellik kattı olaya. Onu gözlemleyerek kendi diyetimde kazandığım tecrübeleri harmanlayarak burada yazıya dökmemin benim için hem eğlenceli hem de insanlar için faydalı olacağını düşünüyorum. Ne kadar haklıyım ne kadar doğruyum bilmiyorum ama şuan bildiğim tek şey var sizinle olmak ve yazmak güzel...

Bana yaşattığınız her güzellik için teşekkür ederim.

Yeni yazılarda, tartıda yeni rakamlarda buluşmak üzere,

Sevgiyle kalın :)

KKB